9 Mart 2008 Pazar

HEMOROİDAL HASTALIK "BASUR" NASIL OLUŞUR?

Toplumda hemoroidal hastalık (Basur); genç erişkin yaşlardan itibaren her üç kişiden birinde görülürken, yaş ilerledikçe iki kişiden birinde görülmeye başlar.

Erkeklerin başvuru oranı nispeten fazla da olsa kadın ve erkeklerde aynı oranlarda görülmektedir.

Normalde Hemoroidlerin ıkınma ile büyümesi ve sonrasında küçülmesi; vücuttaki hormonal değişikliklere bağlı olarak özellikle adet öncesi dönemde kadınların memelerinde oluşan dolgunluk ve hassasiyetin, adet görmekle beraber hızla kaybolmasına çok benzemektedir. ( Regl dönemine bağlı olarak göğüslerin büyümesi ve küçülmesi ile dışkılama işlevi sırasında hemoroid yastıkçıklarının büyümesi ve küçülmesi birbirine paralellik göstermektedir)

Kan alınması işlemi sırasında; kolumuza takılan lastik bantın(turnikenin) sıkılmasıyla toplardamarlarımızda bir genişleme olmaktadır. Çünkü atardamarlarımız aracılığıyla kolumuza gelen kanın dönüşü, yukardan turnikenin sağladığı basınç ile engellenir ve toplardamarlarda genişleme olur. Aynı şekilde hemoroid yastıkçıklarının içinde atar ve toplar damarlardan oluşan bir damar ağı ve kan devir-daimi vardır.. WC’ye oturduğumuzda ise yaptığımız ıkınma işlemi ile turnike hesabı karın içi basıncını artırırız. Bu ise, hemoroid memeleri içindeki toplar damarlarda genişlemeye neden olur. Ancak bu genişleme; asıcı bağların elastikiyet özelliği sayesinde belli bir aşamaya kadar devam eder ve ıkınmanın sonlandırılmasıyla da geriler. Örn : İç çamaşırınız(külotunuz), bel kısmında bulunan lastik sayesinde kullanımlar sonrasında eski haline dönebilmektedir.

Devam eden kabızlık ve ıkınma
Endokrin (Hormonal) değişiklikler
Ailevi Yatkınlık
Yiyecek ve ilaçlar
Beslenme ve tuvalet alışkanlıkları
Enfeksiyon( kolit)
Gebelik
Öksürük
Anatomik özellikler
Şişmanlık
İklim
Sıkı giyinme, uzun süre oturarak veya ayakta çalışmak
Psikolojik sorunlar
Karın içi basıncını artıran çeşitli hastalıklar

Yukarıda sıralanan faktörlerin bir veya birçoğunun ilave etkisiyle; yıllar içinde-zamanla hemoroid yapısında yer alan toplar damarlarda ıkınma ile daha fazla kan göllenmeye başlar. Bu ise damar çeperlerine bası yapar. Bu bası nedeniyle de damarları saran asıcı bağlarda daha fazla yüklenme, gerilme, zamanla gevşeme ve hatta yer yer kopmalar olur. Böylece damarlar; genişlemelerini sınırlandıran asıcı bağların etkisinden kurtulmuş, daha fazla genişleyecek boş alanı elde etmiş ve hemoroid memelerinin büyümesine neden olan ilk adımlar ile geri dönüşü olmayan bir kısır döngü başlamış olur. Bu kısır döngü neticesinde zamanla damarlarda daha fazla genişleme ile asıcı bağlarda daha fazla gevşeme ve kopmalar olur. Bakınız:hemoroid ne işe yarar?

Devam eden kabızlık ve ıkınma gibi nedenler sonucunda büyüyen hemoroidler, zamanla ıkınma sırasında dışkının da mekanik etkisiyle dışarıya doğru sarkma eğilimi gösterir. Giderek genişleyen ve sarkmaya başlayan hemoroidler ise artık makatta ıkınma-zorlanma oranı ile değişen miktarda kanamaya, makat ağzında ele gelen ağrılı-ağrısız memelere ve özellikle yumuşak-cıvık dışkılama sonrası daha fazla olmak üzere makatta akıntı, kaşıntı ve iç çamaşırda kirlenmelere sebep olur.

İşte böylece, halk arasında “basur/hemoroid” diye bilinen belirtiler (sıkıntılar) bütünlüğü yani hemoroidal hastalık ortaya çıkmış olur. Bu olay tıpkı hormonal etkilerin devam ettiği gebelik durumunda; kadınların memelerinde meydana gelen büyümenin sınırlandırılamaması, emzirme boyunca da büyümenin devam etmesi ve emzirme dönemi sonunda memelerde gerçekleşen sarkmaya benzemektedir.


Hemoroidal Hastalık (Basur), her insanda hastalığın oluşma aşamalarına göre farklı evrelerde bulunur.

Birinci Evre: Memelerin dışkılama ve ıkınma ile makat içinde belirginleştiği; ancak makat ağzına kadar ulaşmadığı erken dönem hemoroidlerdir. Dolayısıyla dışarıdan görülmeleri mümkün değildir.

İkinci Evre: Hastalık ilerledikçe memeler dışkılama ve ıkınma ile makat ağzına ulaşır. Hatta dışarıya çıkar. Ancak ıkınma kesilince kendiliğinden içeriye girdikleri hissedilebilir.

Üçüncü Evre: İlerleme devam ettikçe, dışkılama ve ıkınma sırasında veya kendiliğinden dışarıya çıkan memelerin ıkınma sonrası içeriye mutlaka elle itilmesi gerekir.

Dördüncü Evre: Son aşamada ise, ıkınma olsun veya olmasın memeler daima dışarıdadır ve el ile itilerek de makat içine girmeleri mümkün değildir.


Not: Evreleme tanımlamasını okurken memelerin WC'de ıkınma aşamasında, dışarı çıkma derecelerine göre sınıflandırıldığına dikkat ediniz....

Hiç yorum yok: